-
1 için
için11. postp für (A); zu (D); wegen (G); um (G) … willen; über (A), betreffend (A)2. konj weil, da; um … zu; dafür, dass …; Beschwörungen bei (D), zu (D);Beispiele annem için für meine Mutter;benim için für mich; meinetwegen; meines Erachtens;barışçı maksatlar için zu friedlichen Zwecken;bunun için deswegen; dafür; infolgedessen;bir kaç saat için auf einige Stunden (a für …);kara gözler için um der schwarzen Augen willen;kim(in) için für wen?;pratik için der praktischen Arbeit wegen, der Praxis wegen;şaka için zum Scherz, aus Spaß3. konj -mek için: yaşamak için yemeli man muss essen, um zu leben4. -me+Possessiv için: çabuk gitmesi için arabayı verdim ich gab ihm den Wagen, damit er schnell hinkommtiçin2 tief (innerlich);için için (leise) vor sich hin, innerlich; unbemerkt;için için yanmak schwelen, vor sich hin brennen; fig betrübt sein, ohne es zu zeigen -
2 yarım
-
3 açılmak
vi2) aufgehen, sich öffnen; ( mağazalar) aufmachenaçıl susam, açıl! Sesam, öffne dich!birdenbire kapı/pencere açıldı plötzlich ging die Tür/das Fenster aufdışa/içe doğru \açılmak sich nach außen/innen öffnendükkânlar saat dokuzda açılır die Geschäfte machen um neun Uhr aufşalter dokuz buçukta açıldı der Schalter machte um halb zehn auf3) ( renk için) hell(er) werden5) ( gemi)engin denizlere \açılmak aufs offene Meer hinausfahren7) ( kuruluşlar için) die Pforten (wieder) öffnen8) expandierenfazla açıldığı için battı weil er zu sehr expandiert hat, hat er Konkurs gemachtayakkabısı açıldı seine Schuhe haben sich geweitet13) birine \açılmak sich jdm anvertrauen [o offenbaren] -
4 kadar
I part1) ( dek) bisoraya \kadar bis dahinsaat üçe \kadar bekledim bis drei Uhr habe ich gewartetsaat 9'dan 11'e \kadar von 9 bis 11 Uhrson damlasına \kadar bis auf den letzten Tropfenşimdiye \kadar bis jetzt, bisher, bislang2) ( gibi) wiematematiğe olduğu \kadar dillere de istidadı olmak ebenso sehr für Sprachen wie für Mathematik begabt seinmümkün olduğu \kadar çabuk/erken so schnell/früh wie möglichne dereceye \kadar inwiefern, inwieweito da benim \kadar uzun konuştu sie sprach ebenso lang(e) wie ich3) ( büyüklügünde) so groß wieHasan benim \kadarken... als Hasan so groß wie ich war,...onların evi bizimki \kadar ihr Haus ist so groß wie unsers4) ne \kadar erken gelirsen... je eher du kommst,...ne \kadar erken olursa o \kadar iyi olur je eher, desto besser5) ( kesinlikle belli olmayan bir nitelik için) etwa, (so) umyüz \kadar öğrenci gelmişti (so) um die hundert Schüler waren gekommen6) (\kadarıyla) soweit, sovielbildiğim \kadar soviel ich weiß...görebildiğim \kadar... soweit ich (über) sehen kann,...göz görebildiği \kadar soweit das Auge reichthatırlayabildiğim \kadar ich mich erinnern kann soweit ich mich erinnern kannne \kadar haklısın wie sehr du Recht hasto \kadar çok konuştu ki er hat so viel gesprocheno \kadar sevindi ki er hat sich dermaßen [o so] gefreut; s. a. bu kadar -
5 yapmak
vt1) machen, tunelinden geleni \yapmak alles tun, was in seiner Macht stehtyatak \yapmak die Betten machen2) antunbirine bir iyilik/kötülük \yapmak jdm etw Gutes/Böses antunyapma bunu bana! tu mir das nicht an!3) ( yuva) bauen4) vornehmenbütçede kesinti \yapmak Kürzungen im Etat vornehmen5) ( onarmak) reparieren6) ( spor) treiben7) ( suikast) verüben8) ( yol açmak) verursachenkaşıntı/masraf \yapmak Juckreiz/Kosten verursachen9) ( olmak)bu kış çok soğuk yaptı dieser Winter war sehr kaltelini ayağını öpeyim, yapma bunu ich flehe dich an, tu es nichtyapma çocuğum, saat bozulur! lass das mein Kind, die Uhr geht kaputt!oraya iki saatte gitmişler — yapma! sie sind in zwei Stunden dahingegangen — ist nicht möglich!
См. также в других словарях:
çalar saat — is., ti Ayarlanışına göre istenilen zamanda çalan saat Masanın üstündeki çalar saat ters döndüğünden ona bakmak için kolunu çıkarıp... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çılgın — sf. 1) Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm. S. F. Abasıyanık 2) Çok büyük, aşırı, olağanüstü Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur. K. Tahir Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is. 1. İnsan və heyvanda görmə orqanı. Qara gözlər. Ala gözlər. İri göz. – Xumar xumar baxmaq göz qaydasıdır; Lalə tək qızarmaq üz qaydasıdır. M. P. V.. Arvad . . yaşarmış gözlərini silib ərinin qabağında döyükə döyükə qaldı. S. Rəh.. Göz ağı… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Melis Bilen — Background information Born December 10, 1985 (1985 12 10) (age 25) Ist … Wikipedia
Turkish vocabulary — This article is a companion to Turkish grammar and contains some information that might be considered grammatical. The purpose of this article is mainly to show the use of some of the yapım ekleri structural suffixes of the Turkish language, as… … Wikipedia
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kordon — is., Fr. cordon 1) Genellikle ipekten yapılmış kalın ip Yaver kordonu. 2) Saat, madalyon vb.ni asmaya yarayan ince zincir Bize defineden pay çıkaracak derken bütün urbamızı, saat kordonumuzu, para cüzdanımızı, yeni potinlerimizi üste verdik. H. R … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürək — is. 1. İnsanda qan dövranının, döş boşluğunun sol tərəfində yerləşən əzələli kisə şəklində mərkəzi orqanı; qəlb. Ürəyin döyünməsi. Ürək xəstəliyi. // Döşün qol tərəfində həmin orqanın üstündəki yer. Ürəyini tutmaq. – Bibixanım əlini ürəyinin… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Xanadu Resort Hotel — (Белек,Турция) Категория отеля: 5 звездочный отель Адрес: Belek Tourism Center … Каталог отелей
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
ayar — is., Ar. ˁiyār 1) Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi. 2) Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü Memleket saat ayarı. 3) Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık … Çağatay Osmanlı Sözlük